Cumhuriyet tarihimizde derin bir yara bırakan 1980 darbesi sonrası askıya alınan demokrasi ve adalet için aydınlarımız büyük bir mücadele vermişlerdir.
1990 yılların, karanlık günlerinde tarihimizde ve vicdanlarda büyük yaralar açılmıştır. Günümüzde dahi açıklanamayan bu karanlık günlerde, aydınların mücadelesi bugünlerimize vatanseverlere örnek bir mücadeledir.
O günde, bugünde korkmadan yazan korkmadan konuşan vatanseverler memleketin yüz akıdır. Cumhuriyet tarihimiz boyunca kuruluşumuzdan bugüne kadar Atatürkçüler, demokrasi ve adalet mücadelesini geri adım atmadan kararlılık ile sürdürmüşlerdir.
Hepimizin bildiği üzere 24 Ocak 1993'te öldürülen Gazeteci-Yazar Uğur Mumcu ile 31 Ocak 1990'da öldürülen Prof. Dr. Muammer Aksoy'un ölüm yıl dönümlerini belirleyen 24 Ocak-31 Ocak günleri arasındaki hafta “Adalet ve Demokrasi Haftası”dır.
“Kalpaksız Kuvveyi Milliyetçi” olarak bilinen Uğur Mumcu, Atatürk ve Cumhuriyet sevdalısı bir aydın demokrasi ve adalet için kalemi ile mücadele vermiş bir yurtseverdi. 
Türkiye’deki laik demokratik rejimi hedef alan yurt dışı mihraplarının üzerine cesaretle gitmesi ve laikliğin önemi üzerine kaleme aldığı cesur yazılardır. Uğur Mumcu 24 Ocak 1993’te evinin önünde katledilmiştir. 30 yıldır bu olay aydınlatılmamıştır. 90’lı yıllar karanlık yıllar olarak hafızalara kazınmış hala ışık tutulmamaktadır.  
Mumcu nezdinde yaşamını yitiren, katledilen tüm gazeteci ve aydınları, Muammer Aksoy’u, Necip Hablemitoğlu’nu, Ahmet Taner Kışlalı’yı, Bahriye Üçok’u ve yine bugün katledilen Gaffar Okkan başta olmak üzere yitirdiğimiz tüm yurtsever, vatansever aydınlarımızı saygı ile anıyorum.